
Pandaların ataları, milyonlarca yıl önce hem et hem de bitki yiyen hayvanlardı. Yani, tıpkı bir ayı gibi, ne bulurlarsa yiyorlardı. Ama pandaların yaşadığı yerlerde, özellikle Çin’in dağlık bölgelerinde, bambu her yerde bulunuyordu. Bambu, sert ve lifli bir bitki olmasına rağmen çok boldu. Bu yüzden pandalar, avlanmak gibi zor ve enerji isteyen bir iş yerine, bambuyu seçtiler.
Bambu yemek kulağa kolay gibi gelse de, aslında pandalar için oldukça zor bir iş. Çünkü pandaların vücutları, hâlâ etçil hayvanlara benziyor. Bambunun içindeki besinlerin çoğu, pandaların midesinde sindirilemeden dışarı atılıyor. Bu yüzden pandalar, karınlarını doyurmak için çok ama çok fazla bambu yemek zorundalar.

Bir panda, her gün 12 ila 38 kilo arasında bambu yiyor. Pandaların bambu yemesini kolaylaştıran bir başka sırrı daha var: özel bir başparmak! Aslında pandaların gerçek bir başparmağı yok. Ama bileklerinde 'radyal susamsı kemik' adı verilen bir kemik bulunuyor. Bu kemik, milyonlarca yıl içinde öyle bir şekil değiştirdi ki, pandaların bambu saplarını tutup kavramasını sağlıyor.

Bilim insanları, pandaların atalarına ait fosilleri incelediklerinde çok ilginç bir şey keşfettiler. Yaklaşık 6-7 milyon yıl önce yaşamış bir panda atası olan Ailurarctos’un da bu özel başparmağa sahip olduğunu gördüler. Hatta o zamanlar bu kemik, bugünkü pandalardakinden bile daha uzunmuş.

Bambu, pandaların yaşadığı dağlık bölgelerde o kadar çok ki, avlanmak yerine bambu yemek pandalar için daha az enerji harcatıyor. Avlanmak, koşmak, zıplamak ve yiyecek bulmak için çok enerji gerekir. Ancak bambu her yerde var.